Saturday, August 30, 2008

TURKISH - Acts 8:26-40

26 Bu arada Rabbin bir meleği Filipusa şöyle seslendi: ‹‹Kalk, güneye doğru, Yeruşalimden Gazzeye inen yola, çöl yoluna git.››

27 Filipus da kalkıp gitti. Giderken Etiyopyalı bir hadım gördü. Bu adam Etiyopya Kraliçesi Kandakinin vezirlerinden biriydi. Kraliçenin bütün hazinelerinden sorumluydu. Yeruşalime, tapınmaya gelmişti.

28 Geri dönerken arabasında oturmuş, Peygamber Yeşayanın Kitabını okuyordu.

29 Ruh Filipusa, ‹‹Git›› dedi, ‹‹Şu arabaya yetiş.››

30 Filipus koşup arabanın yanına geldi ve hadımın Peygamber Yeşayayı okumakta olduğunu işitti. ‹‹Acaba okuduklarını anlıyor musun?›› diye sordu.

31 Hadım, ‹‹Biri bana yol göstermedikçe nasıl anlayabilirim ki?›› diyerek Filipusun arabaya binip yanına oturmasını rica etti.

32 Kutsal Yazılardan okuduğu bölüm şuydu: ‹‹Koyun gibi kesime götürüldü; Kırkıcının önünde kuzu nasıl ses çıkarmazsa, O da öylece ağzını açmadı.

33 Aşağılandığında adalet Ondan esirgendi. Onun soyunu kim anacak? Çünkü yeryüzündeki yaşamına son verildi.››

34 Hadım Filipusa, ‹‹Lütfen açıklar mısın, peygamber kimden söz ediyor, kendisinden mi, bir başkasından mı?›› diye sordu.

35 Bunun üzerine Filipus anlatmaya koyuldu. Kutsal Yazıların bu bölümünden başlayarak ona İsayla ilgili Müjdeyi bildirdi.

36 Yolda giderlerken su bulunan bir yere geldiler. Hadım, ‹‹Bak, burada su var›› dedi. ‹‹Vaftiz olmama ne engel var?››

37

38 Sonra arabanın durmasını buyurdu. Filipusla hadım birlikte suya girdiler ve Filipus hadımı vaftiz etti.

39 Sudan çıktıkları zaman Rabbin Ruhu Filipusu hemen oradan uzaklaştırdı. Filipusu bir daha görmeyen hadım sevinç içinde yoluna devam etti.

40 Filipus ise kendini Aşdot Kenti'nde buldu. Sezariye'ye varıncaya dek bütün kentleri dolaşarak Müjde'yi duyurdu.

No comments: